10 Ocak 2019 Perşembe

ekstrem doğa olayları ile ilgili görsel sonucu

Ekstrem Doğa Olayları Konu Anlatımı

Ekstrem (Extreme): Köken olarak Fransızca olan bu kelime: “en uç, aşırı, en son” anlamlarına gelmektedir. Konuya bağladığımızda doğadaki ekstremler ise en sıcak yer, en yüksek sıcaklık, en soğuk yer, en düşük sıcaklık, en fazla yağış, en az yağış, en şiddetli deprem gibi durumlar doğadaki ekstremler olarak kayıtlara geçmiş olur. Ekstrem olayları “rekor” olarak ta düşünebiliriz. Her an değişme ihtimali olsa da bu doğal süreçler içinde çok sık tekrarlanan bir durum değildir. Örneğin şimdiye kadar ölçülmüş en yüksek hava sıcaklığı 57 derecedir. Bu sıcaklık 1922 yılında ölçülmüş olup aradan geçen 93 yıl boyunca bu rekor kırılamamıştır. Aslında ekstrem olaylar doğa için çokta iyi şeyler değildir.

A) Astronomik kökenli ekstrem olaylar

Meteor Düşmesi

MEB Coğrafya kitaplarına 2018 yılında giren bu başlık oldukça isabetlidir. Ekstrem doğa olaylarında biride meteor düşmesidir. Dünya tarihinde sık gerçekleşmeyen irili ufaklı meteor düşmeleri yaşanmış bunlardan özellikle bir tanesi (Meksika Körfezi’ndeki Yucatan Yarımadası) Dünya’daki canlı yaşamını derinden etkilemiştir. Bu çarpışma sonrası gökyüzüne yükselen gaz ve toz bulutları atmosferin kararmasına ve sonrasında onlarca yıl süren soğuk iklimlerin hüküm sürmesine neden olmuştur. Bu uzun kışlar dünya üzerinde bulunan canlıların neredeyse yarısının sonu olmuştur. O dönemin hakimleri olan dinazorların da soylarının bu meteor düşmesi sonucu yok olduğu en güçlü hipotezdir. İnsanlığın bu olay sonrası ortaya çıkması ve dünyanın hakimi olması manidardır.
asteroid ile ilgili görsel sonucu


1908’de Sibirya’nın Tunguska (Tungaska) bölgesine bir gök taşı düşmüştür. Yerleşimin yoğun olmaması sayesinde bilinen bir can kaybı olmasa da 2.000 km'lik bir ormanlık alan yok olmuştur.

2013’te ise bir gök taşı Rusya’nın Chelyabinsk (Çelyabinks) bölgesinde yerden 30 km yukarıda parçalanarak 1.400 kişinin yaralanmasına neden olmuştur. Bu patlama, yaklaşık 30 atom bombasının patlamasına eş değerdir ancak patlamanın çok yüksekte olması etkisini azaltmıştır.


B) Klimatolojik ve Hidrolojik kökenli ekstrem olaylar

1) Ekstrem Sıcaklıklar (Aşırı sıcaklar ve soğuklar)

Herhangi bir yerde o güne kadar görülmeyen ya da çok seyrek görülen sıcaklık ve soğuklukların belli bir süre yaşanması, başta insanlar olmak üzere bütün canlıları, olumsuz yönde etkilemektedir. Bugüne kadar yapılan ölçümlere göre yeryüzünde şimdiye kadar en yüksek hava sıcaklığı 57 °C ile Afrika kıtasının El Azizias kentinde (Libya) 13 Eylül 1922’de ölçülmüştür.
Hava sıcaklığında ekstrem değerlerin görülmesinin doğal sistemler üzerindeki en önemli etkisi kuraklıktır. Herhangi bir yerde hava sıcaklığının uzun süre aşırı yüksek veya aşırı düşük değerlerde seyretmesi kuraklığa neden olur. Bu sürenin uzaması kuraklığın şiddetini de artırır. Örneğin, 1980 yılında ABD’de görülen yüksek sıcaklık değerleri büyük bir kuraklığın yaşanmasına neden olmuştur. ABD’de 1997 – 2001 yılları arasında kış mevsiminde görülen ekstrem düşük sıcaklıklar çok büyük felaketlere sebep olmuştur. Bu olaylara bağlı olarak birçok canlı türünde toplu ölümler meydana gelmiştir.
Türkiye, etkilendiği hava kütleleri, farklı basınç merkezlerinin etkisinde olması, genel fiziki coğrafya koşulları ve bulunduğu enlem derecesi nedeniyle aşırı sıcak ve soğuklar ile kuraklığın sıkça görülebildiği bir ülkedir. Sibirya kökenli karasal kutbi hava kütlesi ile denizel kutbi hava kütlesinin etkilemesi aşırı soğuk hava dalgasının yaşanmasına neden olur. Bu durum insanların ve diğer canlıların yaşamlarını etkilemekte, akarsular, göller ve göletler donmakta, enerji üretimi aksamakta ve büyük ekonomik kayıplar yaşanmaktadır.


İlgili resim
Karasal tropikal hava kütlesinin belli dönemlerde yurdumuzun güney ve güneydoğu yönlerinde etkili olması ekstrem sıcaklıkların yaşanmasına neden olmaktadır. Bu durum canlı yaşamını ve ekonomik faaliyetleri olumsuz yönde etkilemektedir.

Ekstrem Sıcaklıkların (Düşük ve Yüksek) Sonuçları
1. Kuraklık
2. Canlı türlerinin olumsuz etkilenmesi (toplu ölümler)
3. Tarım ürünlerinin zarar görmesi dolayısıyla tarımsal üretimde gerçekleşen düşüler
4. Enerji üretimi, tüketimi ve dağıtımında meydana gelen aksamalar
5. Don olayları ve dolu yağışları sonucunda gerçekleşen olumsuzluklar
6. Ekonomik faaliyetlerin olumsuz etkilenmesi (tarım, hayvancılık, ulaşım …)
2006 yılında sıcaklar yüünden İngiltere’de 640 kişi öldü
2003 yılında aşırı sıcaklar yüzünden Avrupa’da 30.000 kişi öldü
2015 yılında aşırı sıcaklar yüzünden Hindistan’da 1,118 kişi öldü. (Mayıs ayında)

2) Şiddetli Rüzgarlar ve Fırtınalar

Kasırga, hortum ya da tayfun aynı meteorolojik olayı anlatmakta kullanılan sözcüklerdir. Bunlar tropikal alçak basınç etkisi ile oluşmaktadır. Bu fırtınalar sonucu çok büyük enerji açığa çıkmaktadır. Can ve mal kaybına yol açan bu tropikal fırtınalar, yılın belli dönemlerinde belli bölgelerde ortaya çıkmaktadır. Örneğin, Hint Okyanusu’nda ocak-mart ayları arasındaki fırtınalar tayfun olarak adlandırılır. Haziran-kasım ayları arasında Florida’da saatte 80-120 km hızla ilerleyen tropikal hortumların çapı 300 ila 1000 km’yi bulur, güzergahları binlerce km’ye uzanabilir ve etkileri bir hafta devam eder.Alçak basınç alanları civarında, hızı saatte 300 km’yi bulabilen çok kuvvetli rüzgarlar oluşur. Bünyelerine aldıkları nem yüksek irtifada yoğuşarak şiddetli yağmurlara dönüşür. Kasırga karaya ulaştığında giderek hız kaybetse de şiddetli rüzgarlar ve yağışlarla büyük hasarlara neden olabilir. Deniz seviyesi birkaç metre yükselir, bu da su baskınlarına yol açar. Örnek olarak 1900 yılının eylül ayında etkili olan kuvvetli rüzgarların meydana getirdiği dalgalar nedeniyle Galveston / Teksas’da çok sayıda insan hayatını kaybetmiş, Galveston şehrinin büyük bir bölümü sular altında kalmıştır.


storm and rain wallpaper ile ilgili görsel sonucu

3) Şiddetli Yağışlar

Dünya Yıllık Yağış Dağılış Haritası
Özellikle karalar üzerinde yaşayan canlılar içi; yağmur, kar ve dolu yağışlarının olması gerekenden fazla olması sel ve taşkın gibi insanları olumsuz etkileyen felaketlerin oluşmasına sebebiyet vermektedir. Bu tür olaylar Dünya’da yağışların fazla olduğu yerlerle paralellik gösterir. Dünya’da en fazla yağışlar yukarıdaki haritada da gösterildiği gibi ekvatoral kuşaktaki karalar üzerinde (Tropikal iklim) Güneydoğu Asya Kıyıları ve Adalarında görülür. Bu bölgelerde normal koşullarda görülen yüksek yağış miktarı bazı zamanlarda normalin oldukça üstüne çıkarak sel ve taşkın olaylarının yaşanmasına bunun sonucunda mal ve can kayıplarının yaşanmasına neden olmaktadır. Türkiye’de de son yıllarda yaşanan aşırı yağışlar sonucu oluşan sel felaketlerine sık sık şahit olmaktayız.
Dünya’da bu tür olayların hiç olmadığı veya çok nadir yaşanabileceği alanlar ise 30 derece enlemleri üzerindeki karalar (Genelde Çöllerle kaplı) ile kutup alanları ve yakın bölgeleridir. Bu alanlarda nem azlığı yağış oluşumunu engellemekte yağış olmayınca da sel ve taşkın olaylarıyla pek karşılaşılmamaktadır.

4) Kuraklık

Yukarıda verilen yıllık yağış haritasında açık yeşil renklerle gösterilen alanlarda kuraklık her zaman yaşanır ve insanlar buna hazırlıklıdır. Bunun dışında kalan ve düzenli bir yağışı bulunan alanlarda ise kuraklık olayları başta tarımsal üretimi ve verimi öneli ölçüde etkiler. Özellikle gelişmemiş ülkelerde tarımın klasik metotlarla yapılması tarımın tamamen doğa koşullarından etkilenmesine sebep olur. Gelişmiş ülkelerde ise tarımın modern yöntemlerle yapılması tarımın doğa koşullarından az etkilenmesine sebep olur.
Kuraklık doğayı ve insanları olumsuz etkiler.
Doğaya olan olumsuz etkilerini: Erozyon, Hayvan ve bitki türlerinde görülen azalma, Böcek istilaları (çekirge vb.) olarak sıralayabiliriz.
İnsan ve İnsan faaliyetlerine olan olumsuz etkileri: Kıtlık, yoksulluk, göç, salgın hastalıklar, üretimde azalmalar, tarımsal (tarım, hayvancılık, ormancılık …) verimde düşüş ve tarımsal düşüşe bağlı olarak hammaddesi tarıma dayalı endüstrilerde fiyat artışı ve üretim düşüşleri sayılabilir.

C) Jeolojik ve Jeomorfolojik Kökenli Eksterm Olaylar

1) Volkanik Patlamalar

vulcano ile ilgili görsel sonucu

Bu kırıklı alanlar dünyanın diğer bölgelerine göre daha aktiftir. Bu alanlarda zaman zaman yaşanan volkanik patlamalar insanlara ve doğaya büyük zararlar verir. Bu tür patlamalardan en büyüğü Endonezya’da Sumbawa Adasında Tambora yanardağının patlamasıyla yaşanmıştır. Bu patlama 100.000 e yakın insanın hemen, 10 milyonlarca insanın sonraki süreçlerde ölümüyle sonuçlanmıştır. Yine yakın zamanda (2010) Avrupa’da İzlanda’da yaşanan volkanik patlama sonrası bütün Avrupa bu patlamadan etkilenmiş hava yolu ulaşımının durmasına, ticaretin etkilenmesine ve ülkelerin maddi zarara uğramasına neden olmuştur.

2) Depremler

Depremin oluşumunda; tektonizma, volkanizma ya da yer göçmesi etkilidir. Tektonik depremler, volkanizma ya da yer göçmesi gibi nedenlerle oluşan depremlere göre daha fazla hasara neden olur. Depremlerin verdiği hasar üzerinde depremin büyüklüğü ve şiddeti önemlidir. Depremin şiddeti doğa, insan ve yapılar üzerindeki etkisinin bir ölçüsüdür. Bu etki üzerinde; depremin büyüklüğü, odak derinliği, odak merkezine uzaklık, yapıların depreme karşı gösterdiği dayanım belirleyici olmaktadır.
2010 yılında Haiti’de meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremde resmî rakamlara göre 316 bin kişi hayatını kaybetmiş, 300 bin kişi yaralanmıştır. Haiti’nin güneyinin yerle bir olmasına neden olan depremle 1,3 milyon kişi de evsiz kalmıştır. Depremde zarar gören insan sayısının fazla olmasında; depremin ülkenin en fazla nüfusa sahip olan başkentine çok yakın bir mesafede meydana gelmesi, ada zemininin depreme dayanıklı olmayan tortul tabakalar üzerinde olması, şehirdeki binaların depreme dayanıksız ve zayıf malzemelerden inşa edilmiş olması etkili olmuştur.

3) Tsunami

Depremler, volkanik faaliyetler, kütle hareketleri ya da meteor düşmesi gibi olayların okyanus sularında salınımlar meydana getirerek oluşturduğu dev dalgalara tsunami denir. Depremler sonucunda oluşan tsunamilerin görülme sıklığı daha fazladır. Tsunami dalgaları önlerine kattıkları her şeyi kilometrelerce sürükleyebilir.
Tsunami dalgaları kıyıya yaklaştığında dalgaların yüksekliği artar. Yaklaşmakta olan bir tsunaminin ilk belirtisi suyun sahillerden hızlı bir şekilde geri çekilmesidir. Suyun geri çekilmesinden 5-30 dakika sonra yüzlerce metre yayılabilen özellikteki dev dalgalar kara içlerine doğru hareket eder.

                          Earthquake Game Hd Wallpapers Download

Son yüzyılda yaşanmış en büyük deprem ise 1960 yılında Şili’de meydana gelmiştir. 9,5 büyüklüğündeki bu deprem sonucunda yaklaşık 6.000 kadar insanın yaşamını yitirdiği tahmin edilmektedir. Deprem ve sonrasında oluşan tsunami; Şili’nin yanında Havai’yi, Japonya’yı, Filipinler’i ve Yeni Zelanda’nın doğusu ile Avustralya’nın güneyini de etkilemiştir.
                         desert wallpaper ile ilgili görsel sonucu


Japonya’da şimdiye kadar ölçülmüş en büyük deprem, 11 Mart 2011 tarihinde Honshu (Honşu) Adası’nın kuzeydoğusunda okyanus içinde meydana gelen 9,0 büyüklüğündeki depremdir. Deprem sonrasında meydana gelen 30 metreden fazla yüksekliğe sahip tsunami, Honshu Adası’nın kuzeydoğu kıyılarını en ağır hasarı verecek şekilde etkilemiştir. Deprem ve sonrasında yaşanan tsunami nedeniyle 15.000’den fazla kişi yaşamını yitirmiştir. Büyük tsunami dalgaları gemileri, arabaları, evleri ve binaları sürükleyerek 
kıyıdan yaklaşık 10 km içeriye taşımıştır.



                           tsunami wallpaper ile ilgili görsel sonucu


4) Kütle Hareketleri

Yer kabuğunun bir parçasının yer çekiminin etkisiyle kütle hâlinde yamaçlardan aşağılara doğru hareket etmesi kütle hareketi (heyelan, kaya düşmesi ve toprak kayması) olarak adlandırılır. Kütle hareketlerinden biri olan heyelan genellikle eğim ve yağışın fazla olduğu, tabakaların eğime paralel uzandığı killi arazilerde oluşmaktadır. Depremler ya da insan faaliyetleri de kütle hareketlerini tetikler. Kütle hareketleri, gerçekleştiği yere göre farklı sonuçlar doğurabilmektedir. Örneğin dağlık bir alanda akarsu yatağının önünü kapatacak şekilde gerçekleştiğinde heyelan set gölleri gibi yeni bir yeryüzü şekli oluştururken bir yerleşim alanında oluştuğunda can ve mal kayıplarına neden olmaktadır.
15 Ağustos 2017’de Afrika ülkesi olan Sierra Lione’da (Siyera Liyon) yaşanan aşırı yağışlar sonucunda başkent Freetown (Fritavn) yakınlarında sel ve heyelan meydana gelmiştir. Olayın gece saatlerinde yaşanması, etkilenen insan sayısını artırmış ve binlerce insanın evsiz kalmasına neden olmuştur.